Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Hüzeyfe FINDIK
Hüzeyfe FINDIK
ASLA VAZGEÇMEYİN!

    Kartal yumurtasından biri, yuvasından düşmüş. Onu bulan bir tavuk yumurtayı koruması altına almış. Gün olup zamanı gelince kabuğunu kırarak yavru kartal dışarı çıkmış. Bir tavuk çiftliğinde bulunduğunu ve kendisinin de yüzlerce tavuğun arasında olduğunu görünce, kendisini tavuk sanmış. Çiftlikteki tüm tavuklar da onu kendilerinden sayıyorlar ve ona bir tavuk gibi davranıyorlarmış.

 

  Kartal bazı zaman “Ben çevremdeki tavuklara benzemiyorum. Acaba ben kimim?” diye içinden geçiriyor, ama kuşkusunu bir türlü dile getiremiyormuş. Ne de olsa o da bir tavukmuş. Tavuk olduğunu bilmeli ve kabul etmeliymiş.

 

  Bir gün çiftlikteki diğer tavuklarla birlikte oyun oynarken yukarıdan birkaç kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. Kendini tutamamış, yüreğinde bir anda oluşuveren coşkuyla,“Aman Allah"ım, ne kadar güzel uçuyorlar! Ben de onlar gibi uçmak istiyorum.” diye haykırmış. Tavuklar onun bu sözüne hep birlikte gülmüşler.

 “ Sen bir tavuksun ve şunu aklından çıkarma,  tavuklar kartallar gibi uçamazlar.”

 

  Küçük kartal, o günden sonra hemen her gün gökyüzüne bakıyor ve yukarıda uçan kartalları arıyormuş. Bir kartal gördüğünde ise, çiftlikteki diğer tavukları unutuyor, gökteki kartallar kayboluncaya kadar büyük bir hayranlıkla onları izliyor ve içindeki özlemle,“Ben de onlar gibi özgürce uçabilsem ve göklere kanat açabilsem” diye kendi kendine konuşuyormuş. O böyle konuştukça, çevresindeki tüm tavuklar her zaman söylediklerini bir kez daha yeniliyorlarmış.” Vazgeç bu düşünceden. Sen bir tavuksun ve hep tavuk olarak kalacaksın.”

 

  Küçük kartal, çevresindeki tavukların her gün birkaç kez yeniledikleri bu sözlerden öylesine etkilenmiş ki, sonun da bir kartal gibi göklerde özgürce kanat açma düşüncesinden vazgeçmiş. Böylece yaşamını sonuna kadar bir tavuk gibi sürdürmeyi kabul etmiş ve bu bir tavuk gibi yaşamını bitirmiş.

 

   Evet, ne dersiniz? Bu hikâye kendisine ait olmayan bir ortamda yaşamak zorunda bırakılan ya da yaşadığı çevrenin mahalle baskısına maruz kaldığından, sonunda gerçek kimliğinden, asaletinden, içinde bulunduğu durumunu sorgulamaktan ve ait olduğu yere kavuşmak için arayıştan vazgeçenlerin acıklı akıbetlerinin çarpıcı bir örneği olsa gerek.

 

 Yaşadığımız bir takım olaylar, bize zorla dayatılan uygulamalar, isteğimiz dışında bulunduğumuz yerler ve bize yapılan her türlü olumsuz telkinler asla bizi mevcut durumlara mahkûm etmemelidir. Ufkumuzu daraltan, hedeflerimizi küçülten, özümüzü ve sözümüzü bozan, düşüncelerimizi sınırlayan ve kendimizi özgürce ifade edemediğimiz yerlerden kurtulmak için, sınırları zorlamalı, çözümler üretmeli ve bütün bunları yaparken de kendi doğrularımızdan asla vazgeçmemek gerektiğine inanıyorum.

Bu yazı toplam 28625 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber