Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Hüzeyfe FINDIK
Hüzeyfe FINDIK
İnsan ne zaman özgürleşir?

Özgürlük kavramı insanın hür olarak geldiği dünyada, Rabbi"nin ona verdiği temel insani ve evrensel haklar olup, izzetli bir hayat için olmazsa olmaz değerlerdir. Hiç bir kişi ve zümrenin onu, bireyin ve toplulukların elinden almaya, ondan mahrum etmeye hakkı olmadığı gibi, onun yokluğu insan onurunu rencide eden en büyük zulüm örneğidir. Bu nedenle bir şeye inanma, düşüncelerini özgürce ifade etme, inandığın değerleri bir yaşam biçimi haline getirme olgusu örselenmiş insanların, özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Özgürlük kavramı aynı zamanda hiçbir kimsenin ben böyle anlıyorum ve sizde böyle anlayacaksınız diyerek, başkalarını tahakküm altına alacağı değerler değildir. Böyle davranmak insana doğuştan Rabbi tarafından verilen özgürlüğün birileri tarafından gasp edilmesi ve Allah"a rağmen Allah"ın tasarrufuna müdahale etmek anlamına gelir. Evet, insanların inandıklarına sınırlama koymak, onu vicdanlara ve etrafı duvarlarla çevrilmiş mekânlara hapsetmek, sonra da özgür birey ve özgür toplumdan bahsetmek resmen insanlarla dalga geçmekten başka bir anlam taşımaz. Birileri ne yaparsa veya ne yapmak isterse istesin, insanların hep birlikte huzur içinde yaşama kararlılığını engellemesi mümkün değildir. Günümüzde insanlar artık esareti ellere ve ayaklara vurulan prangalar değil, düşüncelere ve inandığı değerleri yaşama hakkının elinden alınması olarak görmekte ve bunu her gün biraz daha gür bir sesle ifade edebilmektedir. Bu bilinçlenmeyle ilgili;” Neyin esiri olduğunu bilen, özgürlüğün eşiğine gelmiştir.” Diyen Nurettin Topçu, insanın özgürlüğünü ve özgürleşme arayışını en güzel bir şekilde ifade etmiştir.

 

Bu önemli tespitin yanında, bu gün gerek insanların özgürlük anlayışı, gerekse toplulukların kitlesel eyleme dönüştürdükleri özgürlük taleplerinin oturduğu zeminin iyi anlaşılması ve insanların ne istediklerinin de çok iyi bilinmesi gerektiğine inanıyorum. Bazı insanların toplum değerlerini hiçe sayarak, onun temel dinamiklerini bozacak ve birlikte yaşama olgusunu örseleyecek talepleri, masumane hak talebi olmaktan çıkmaktadır. Beni hiçbir kural bağlamaz diyerek, başkalarının haklarını yok hükmünde görenler, ya da benim gibi düşünmeyenlerin ne düşündüklerinin benim için bir önemi yok diyenlerin, özgürlük taleplerinin ne anlama geldiğinin iyi okunması gerekmektedir. Bazı insanların özgürleşme adına nasıl bir toplum düzeni istediklerini, özgürlük isteklerinin bu ülke insanının elinden alınmış haklar değil, ideolojik bir takım talepler olduğunu milletimiz çok iyi görmektedir. Bu nedenle onlar, yıllardır aradıkları yeterli halk desteğini bir türlü bulamamışlardır. Bu konuda geçmişte rahmetli Adnan Menderes"in yakasından tutarak, özgürlük isteyen kişiye;”Bir başbakanın yakasını tutup hesap sorabiliyorsan, daha hangi özgürlüğü istiyorsun.” Cevabı çok manidardır.

 

Evet, özgürlük ve insanların özgürce yaşama konusunda bizler zengin bir kültüre ve şerefli bir maziye sahibiz. Bu konuda istisnai bazı uygulamalar olmuşsa da, sonradan hiç kimse tarafından sahiplenilmek istenilmemiş, o günün şartlarında yapılmış yanlış uygulamalar olarak görülmüştür. Bunu yapanlar hukuk önünde hesap vermeseler de, özgürlüğüne karşı duyarlı olan bu ülkenin insanları onları kamu vicdanında her zaman mahkûm etmiştir. Ülkemiz insanı hiç kimseden özel bir lütuf istemiyor. Sadece Rabbi"nin ona doğuştan verdiği ve elinden alınan tüm haklarının ona verilmesini ve özgürce yaşamasına müdahil olunmamasını istiyor. Ayrıca özgürleşme adına, kuralsız ve sınırsız bir şekilde yaşamak isteyerek, toplumun değerlerini ifsat edenlerin de ülkemiz insanlarının hassasiyetini çok iyi bilmesi gerekmektedir. En önemlisi de, bizlerin toplumsal birlikteliğimizi bozma adına bu ülkede kargaşa çıkaranlar, insanların toplumsal barışını bozmak için, insanları toplu olarak dağa çıkaranlar ve toplu katliam yapanlar bu ülkenin özgürce ve kardeşçe yaşama kararlılığını asla bozamayacaklarını bilmeleri gerekir. Şu hususta iyi bilinmelidir ki, Özgürleşmek öyle dağa çıkmak değil, bu ülkenin birlik ve dirliği için, kahpe bir kurşunla şehit olarak Rabbine kavuşmaktır. -Selam olsun gerçek özgürlüğe kavuşan şehitlerimize.-

Bu yazı toplam 24302 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber