Hacı Bayram Veli Hz.leri Edirne de Sultan 2 Muradı ziyaret etmiş, onun büyük iltifatlarına ve hürmetine mazhar olduktan sonra, kendi talebelerine yazılan bir fermanla de geri dönmüştü. Bu fermanda öğrencilerin yalnız ilimle meşgul olmaları için onların vergi ve askerlikten muaf tutulduğunu bildiriyordu.

  Bunu duyan pek çok kişi Allah rızası için değil de sadece şahsi çıkar için gelip, Hacı Bayram Veli Hz.lerine öğrenci olmaya başladılar. Sonunda devletin Ankara civarından topladığı vergilerde düşüş oldu. Gelir azalınca Ankara’yı yönetmede bir takım mali problemler çıktı ve askeri düzen bozuldu.

  Bunun üzerine Sultan 2.Murat, Hacı Bayram Veli’den öğrencilerinin listesini rica etmek zorunda kaldı. Durumu öğrenen Bu değerli insan talebelerinden Kanlı göl denen mevkide toplanmalarını istedi. Kanlı gölde büyük bir kalabalık toplandı. Her kes merak içinde neden toplandıklarını bilmeden bekliyorlardı. Meydana kurulan büyük bir çadırın yanına gelmeleri istenince merakları iyice artmıştı.

Hacı Bayram Veli çadırdan çıktı ve öğrencilerine; “Dervişlerim, müritlerim bana beni seven öğrencilerimi bu gün burada kurban etmem emrolundu. Canını, malını bana feda eden çadıra gelsin” dedi. Ve elinde bıçakla çadırın önünde beklemeye başladı.

  Bu sözden sonra herkes birbirine tereddüt ve şaşkınlıkla bakarken topluluktan bir erkek kalabalığı yararak içeri girdi. Arkasından Hacı Bayram Veli de girdi. Herkes ne olacağını merakla bekliyordu. Çadırdan bir müddet sonra kan akmaya başladığı görüldü. Ardından bir kadın da girdi. Tekrar dışarı kan aktı. Bunun gören kalabalık dehşet içinde kaçıp dağıldı.

 Oysa olay onların düşündükleri gibi değildi. Hacı Bayram Hz.leri geceden kimseden habersiz çadıra birkaç koyun bırakmıştı ve kesilen koyunlardı. Maksat hâsıl olmuş ve bu olaydan sonra Sultan’a bir mektup yazmıştı. Mektubunda gerçek öğrencisinin iki kişi olduğunu diğerlerinden vergi alabileceğini bildirmişti.

  Bu olayı sizlerle paylaşmamın amacı, günümüzde de kendi davasına, değerlerine, iddialarına ve verdiği mücadelesine ne kadar samimi insanın olduğunu anlamak için böyle çadırların aslında sık sık kurulduğunu ve birçoğumuzun bu samimiyet imtihanından geçtiğini hatırlatmak içindi. Evet, zahirde adı çadır değildi ama ülkemizin son yıllarda geçirdiği süreçlerde hepimiz öyle yâda böyle bir yerlere kendimizi ait kıldık. Bulunduğumuz yerler, bir iddianın duruşunu göstermek içindi. Fakat gerçekte beklentiler ve niyetler gösterdi ki, pek çok insan samimiyet imtihanını kaybetti.

   Evet, imtihan çadırımız hiçbir zaman kaldırılmayacak. Öyleyse herkes azığını ona göre hazırlasın. Çünkü her an beklemediğimiz bir zaman ve bir yerde o samimiyet çadırına davet edilebiliriz.