Kuvvetler ayrılığı ilkesi uygulanacağına göre ve başkanın yasamaya, yargıya karışması söz konusu bile değilken, diktatörlük yapması nasıl söz konusu olacak çok merak ediyorum.Ayrıca yürütme ile ilgili Başkana verilen yetkiler sınırları kesin hatlarla çizilmiş ve denetlenebilirken.Ardını önünü düşünmeden, araştırıp soruşturmadan ve sanki hemen yarın rejim değişiyor gibi havalara girmek zannederim tamamen bizlere özgü bir tarz.

Geçenlerde okuduğum Engin Ardıç yazısı beni tamamen sarsacak ve kendime getirecek, ayrıca bu yazıyı kaleme almama sebep olacak, düşünmeye iten kilit cümlelerle doluydu! Başkanlık rejimine karşı çıkanlar 'hep Tayyip kazanır' korkusuyla kendi yenik ve ezik iç seslerini bastırmaya çalışıyorlar dedirtecek şu özet soruyu soruyordu sayın Ardıç:Atatürk aday olsaydı, başkanlık sistemine genede karşı çıkar mıydınız?

Haydaaa!Soruya bak, Ardıç bu soruyu sorarken 'bu defada Tayyip Erdoğan'ı Atatürk'le mi kıyaslayacağız' bre deyyuslar tartışmasını çıkarabilir memlekette:) Ne iç gıcıklayıcı ne acayip bir soru bu böyle!

Pekiiii

'Kılıçdaroğlu'nun (ya da beğeneceğiniz, onaylayacağınız, isterseniz paraşütle indirip, isterseniz torbadan çıkaracağınız herhangi bir adayın, kafanıza göre herhangi bir adamın) başkanlık sisteminde seçim kazanmasına en küçük ama en küçük bir ihtimal olsa, başkanlık sistemine genede karşı çıkar mıydınız?

'Demokrasi iyidir, bizimkiler kazandığı sürece...

Başkası suç işlese cani olur, ben suç işlersem kader kurbanı...

Ben herkesin eşine bakabilirim, kimse benim eşime bakamaz...

Hep başkaları mı yiyecekler, birazda biz yiyelim...

Ben vermem ama herkes vergisini ödemelidir...

Ben ara sıra trafik kurallarını çiğneyebilirim ama siz çiğnemeyin...' dünya görüşü size mi ait

Dürüst olun canımı yiyin!

Yaşa be Sayın Ardıç, içimde kopan fırtınaların daha net bir izahı olamazdı.

Bilmediğimiz konularda bile saldırıya geçmemiz kendi aczimizin başkalarının başarı fırsatı olmasına neden olur.Arzu edilen ise; nitelikli toplum, nitelikli siyaset, nitelikli ve seviyeli fikir beyanı!