Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Serdar AYDIN
Serdar AYDIN
İNTERNET ENTERNE ETMEDEN…

Felaket haberlerinin sınırsız tacizine uğramak ve bunu kanıksamak, modernitenin hiç tereddüt etmeden zihinlerimize ‘buyur ettiği’ bir bid’at. Daha çok değil insanlar 50-60 yıl önce sadece yazılı medya araçlarıyla imtihan olurken(!) yaşadığı, sık olmayan aralıklarla ”tacizdi.” Bugün dev bir ahtapot gibi kolları günden güne güçlenen ve çeşitlenen “görsel medya” ile tacizler, her gün hatta her saat ve her an yaşanan “tecavüzlere” dönüştü.

 

Ben asıl kırılmanın “televizyon ve bilgisayarın” bu kadar yaygın toplumsallaşması ile yaşandığını düşünüyorum. Yaşadığımız şehir hayatında seyrek de olsa maruz kaldığımız ‘elektrik kesintilerinde’ şunu keskin şekilde fark ettim ki; insanlar ama özellikle yeni nesil (bazıları buna ‘Y Kuşağı’ diyor, ama Kemal Sayar ‘İ Kuşağı’ İnternet kuşağı diyor) televizyon ve internetsiz ne yapacağız endişesindeler. Asansörün, buzdolabının, tost makinesinin, çamaşır makinesinin hatta lambaların çalışmaması hiç umurlarında değil. Oysa bu saydıklarım daha hayati, daha fazla zaruri eşyalar/ihtiyaçlar sınıfında. Ama onlar “beyaz camın” ve her an ‘on line’ olmanın daha yaşamsal olduğunu düşünüyorlar. (zannediyorlar desem beni afaroz ederler mi?)

 

Bugün birçok Batılı bilim adamı da internet için; ‘ unutkanlığın teknolojisidir’ demekte. Gelecek için ümitleneceksek bunu gençlerimiz üzerinden kurgulayamayacaksak yâ dâ planlamayacaksak, çok geç olmadan teyakkuz halini almalıyız. Günden güne artan internet hızı kimi, neyi onulmaz ve karşı konulmaz olarak oyun dışına itiyor yâda yoldan şarampole yuvarlıyor. Bunu çok isabetli şekilde tespit etmeliyiz. Hiç kuşkunuz olmasın orta yaş ve yaşlı insanları. Siz buna birde teknoloji ile arası soğuk/mesafeli olanları ekleyin. Heba edilen bunca yaşanmışlık, tecrübe bu kadar hız karşısında şaşkın, yılgın ve umutsuzca hayıflanıyor.

 

Nesiller arası dili, diyalogu, tecrübe aktarımını, ders almayı internetin hızıyla orantılı olarak kaybediyoruz. İnternet varlığı ile kuşaklar arasındaki diyalogu günden güne azaltırken, eriştiği hızla da orta yaş ve üstü insanların kendisine erişimini neredeyse imkânsız kılıyor.

 

İnternet; en kalıcı(ve kalıtsal olmaya aday) kötülüğünü ise insanları birbirini dinlemekten, birbirinden öğrenmekten uzaklaştırmasıyla yapıyor. İnternet “paketiniz” varsa kimseye danışmaya/sormaya ihtiyaç yok ki? Google yetiyor(!?) Oysa her bilgi bir duygu aktarımını da beraberinde taşır; eğer bir insandan alınıyorsa… Ama bilgisayar; duygusuz, yalın, insansız ve mimiksizdir. Yüzü yok çünkü. Çağımızda birbirimize bu kadar az kulak kesilmemizin de altında, bilgisayar ve televizyonun sadece konuşan, ama sizi hiç dinlemeyen araçlar oluşunun, ne kadar etkisi var dersiniz? Kulakları yok ki, dinlemeyi de onlardan “modelleyelim.” Bu hız merakı, haz düşkünlüğü çağın başarıyı mutluluk zanneden yaygın “mottosu” ile kıyametimizi hızlandırıyoruz. Teknolojinin hızına yetişmek namümkün. Paramız, zamanımız, imkânımız gerçekten sınırlı. Ömrümüz de/ömürler de öyle. Biz ne zaman birbirimizi(küçükler büyükleri diyecektim aslında)dinleyeceğiz. Birbirinin benzeri bir hayatı yaşayan bizler sağır odalarımızda kablolardan mı taşıyacağız geçmişi geleceğe, bilgiyi cehalete… Peki, yavaşlamak, hayatımızı biraz yavaşlatmak bize ne kadar ek maliyet yükler ki? Kulak kesilmek, yaşanmış olanı dinlemek bizi daha insan daha başarılı kılmaz mı?

 

Hayat güçlü olanların değil yardımlaşanların kazandığı bir oyun oysa. Hızlı ama yalnız olmak… Sorularını hep bir cama sormak ve cevapları kulaklarımızla değil gözümüzle duymak. Bu mudur çağın, teknolojinin gereği diye önümüze getirilen seçenek?

 

Ve insan bir makineden nasıl öğrenir “empati” yapmayı?

 

Ve merhamet, diğerkâmlık, vefa nasıl indirilir “Appstore’den?”

 

‘Trum, trum, trum makineleşmek istiyorum’ diyen adam, öldü.

 

‘Durun, durun, durun bu cadde çıkmaz sokak…’ diyenler, bakalım ne yapacak!

Bu yazı toplam 22351 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber