TEMENNİ
Ufuktaki stres girdabının ayak sesleri her geçen gün artarak canımızı sıkmaya devam ediyor.
Halk, bu kavgayı kıyıdan köşeden sessizce pür dikkat dinliyor ve seyrediyor.
Tabiri-i caiz ise kurtlar sofrasındaki çekişmeleri, gişe rekorları kırmakta olan bir filmi izler gibi bütün millet nefes nefese takip etmektedir.
İtiraflar, yolsuzluklar, hakaretler, hileler, gizli kapaklı dosyalar, fırsatçılık, kayırmacılık, aklamalar, torpiller, toleranslar, ortaklıklar, hisseler, insanın aklını alan şaşırtmaca şirketler, imar kaçamakları, güç zehirlenmesiyle sümen altı edilen dosyalar, kayırılan şirketler, insanlar, aileler ve daha neler nelerle ilgili ortalığı kasıp kavuran iddialarla aktüel gündem adeta çalkalanıyor.
Eğer bunlar doğruysa vay halimize.
Memlekette saman altından ne sular götürülmüşte bizim haberimiz hiç yok muş(!)
Ve koro halinde suskunluk!
İnsanı en çok üzende işte tam burası zaten.
Ortalıkta cılız müdafaalar ve suskun bekleyişlerden başka, elle tutulur gözle görülür henüz dikkatimizi çeken bir faaliyette gözükmüyor.
'Ne bir istifa, ne bir özür, ne bir tahkikat, ne de vicdanları rahatlatıcı somut bir açıklama.'
Fakat öyle zannediyorum ki: Bu işlere gerçekten bulaşmış olanların üstünü yönetim çoktan çizmiş, kalemini kırmıştır.
Muhtemelen beklenilen bir süreç vardır ve o sürecin dolması beklenmektedir veya taşların biraz daha yerine oturmasının tamamlanması hedeflenmektedir.
Bu sürece dair İnancım ve temennim şudur ki: Bütün bu kol gezen, meşru olmayan davranışlar er ya da geç yönünü doğru istikamete çevirecektir. Ama zamana ihtiyaç olduğu da aşikâr.
Yargı ve yönetimin bu sorunu şanına yakışır şekilde çözüme en kısa zamanda kavuşturması ise en önemli arzumuzdur.
Mutlak surette iyiler kazanmalı, er ya da geç dürüstler başarmalıdır.
Maratonun bitiminde ise hak ve adalet tecelli edecektir.
Gelinen noktaya odaklandığımızda itiraf salvolarının raks ettiğine tüm toplum olarak alenen şahitlik etmekteyiz.
Eğer ortada pir pislik veya kokuşmuşluk varsa, hiç kimse bu duruma uzun süre göz yummayacaktır.
İleriki dönemde bu suskunluklar yerini kuvvetle muhtemel bir hesaplaşmaya bırakacak, sorunlu olduğu kat i olanlarla ilgili yaptırımlar uygulanmaya başlanacaktır. Bunu zaman la daha net hep beraber göreceğiz.
Şimdilik sırası gelenler, eteklerinde ki taşları ulu orta dökmektedir.
En nihayetinde ise hesaplaşmalar masaya yatırılacak, bu konular derinlemesine müzakere edilecektir. Kanaatimde odur ki somut kararlar da inşallah çıkacaktır.
Bilinir ki 'adalet terazisi şaştığı vakit ya da bazı müstesna tutulan durumlarda adil olunmadığında ya da tahkikat süreci işletilmediğinde hiç de tasvip edilmeyecek'
Sivil itaatsizlik gibi söylemler telaffuz edilmeye başlıyor olacak ki bu asla tasvip edilecek cinsten olmasa gerek.
Öyleyse, suçlular adalet karşısına çıkarılacak, milletin rahat bir nefes alması sağlanacaktır.
Halkın kafasını karıştıran hadiseler şeffaflıkla çözülmeli, milletin kafa karışıklığı giderilmelidir.
Zengin ve güçlü korunduğu vakit, muhalif tenkitlerde sürekli var olacaktır.
Olması gereken de zaten mantıksal olarak budur.
Hakikaten de at izi it izi birbirine karışmış, ortalık toz duman olmuş, kim hangi kulvar da at koşturuyor anlaşılamaz hale gelmiştir.
Menfaat toleransı doğurmuş, 'sen beni görmedin-bende seni görmedim' anlayışı yok edilmelidir.
Ülkemizin başında global manada bir takım musibetler maalesef var.
Arzumuz, musibetin misafirliğinin en kısa sürede sonlanmasıdır.
Yolsuzluk ve yoksulluğun egemenlik sürmemesi için ivedi çözümlerin hayata geçirilmesi icap etmektedir.
Halk, idarenin bu tip hadiselerden bir an evvel kurtulup, kendisine ve ülkesine daha fazla hizmet edilmesini istemekte, kronik sorunların bir an evvel aşılmasını beklemektedir.
Adil gelir düzeni ile hayat mücadelesinde aciz kalan milletimizin derdine derhal çözüm üretilmedir.
Haksızlık yapanlarla hukuk işletilmeli, gereği hiç kimseye farklı gözle bakılmaksızın eşit bir şekilde muamele edilmelidir.
Verilen ve yerine getirilmeyen vaatlerin olumlu bir şekilde halkın menfaatine uygun olarak acilen yerine getirilmesi gerekmektedir.
Selam ve hürmetler