İNİSİYATİF
'Yoksulun sırtından doyan doyana,
Bunu gören yürek nasıl dayana?
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?'
Memleketin son yıllarda içinde bulunduğu durumu düşündükçe, yazıma Büyük Usta Mahsun-i Şerif'in bu dörtlüğüyle giriş yapmak geldi içimden.
İnsan düşünmeden edemiyor maalesef.
Ne oldu bu millete?
Sahi neler oluyor bu hayatta?
Kim izah edecek bu keşmekeşliği?
İnsanlık nereye sürükleniyor?
Bu gidişatın sonu nereye varacak?
Neden öz yurdumuzda garip olmaya başladık?
Neden mutsuzuz?
Daha bir sürü soru silsilesi ardı ardına sıralanmış durumda.
İnsanlık varlık mücadelesini göz göre, her geçen hızlandırılmış bir şekilde kaybediyor.
Halk hayatta kalma mücadelesi mi versin, yoksa kokuşmuşluklarla mı mücadele etsin? İnsanlık şaşkın! Nereye baksan sitem, haykırış! Hem de avazları çıktığı kadar.
Ama duyulmuyor sesleri sanki?
Ekonomik güçlükler, yoksulluk, psikiyatrik vakalar, hayata son vermeler ve daha belki de yüzlercesi.
Bazı varlıklılar ve itibarlılar(!) basmış müsaade belgesine sahte kaşeyi, sokaklarda alenen ve alakasızca cirit atıyor. Yoksulun aklına bile gelmiyor hile-hurda.
Onlar ekmeğinin kavgasını veriyor sokaklarda sessizce.
Ama bunu da çok görüyoruz onlara.
Gücün kime yeterse ona çullan. Ne mantıklı ne de insani.
Yapmayın be kardeşim.İnisiyatif ve insaftan yoksunluğun alemi yok.
Ne yapsın o garipler, hangi taşa vursunlar başlarını. Kim duyacak onların sessiz haykırışlarını?
Sana sığınmış. İlle de devletim ille de vatanım, diye. Belediyelerle iş birliği yapıp kaçmamış öz yurdundan. Ülkesine tabi olmuş. Şefkat ummuş, himayene tabi olmuş o garipler.
Size kasem ederim, o garipleri koruyup gözetmezsek ve bir tutam mutluluktan onların da nasiplenmesine mâni olursak, Yüce Azimüşşan?a bunun hesabını veremeyiz. Zaten bunun da vebalini hiçbir kantar tartamaz. Bu da böyle biline.
Ne yiyecek yahu bu garipler, nasıl ödeyecekler elektrik, su, kira vb. gibi zaruri giderlerini.
Ne yapsınlar bunlar?
Kim bunlara halis duygularla destek olacak?
İnsanların çoğunluğu psikiyatrik vakaların esaretinde hayatını idame ettirmektedir. Anti-sosyalleşmenin eşiğine gelmiş bir toplumun ayak sesleri titretiyor yüreğimizi.
Bunların vebalinin, ahının çok ağır neticelere gebe olacağı düşüncesindeyim.
Yoksullukla ciddi ciddi mücadele edilmeli, gariplerin derdine geçici, günübirlik veya el gördülük çözümler, değil;
Benim fakirane düşüncem: 'Halisane vicdanla, uzun soluklu, sağlam, kalıcı ve ikna edici, yeterli çözümler ihdas edilmelidir.'
Netice itibariye nihai ümidim:Bahtiyar ve gelecek endişesi taşımayan bir millet olmamızı temenni ediyorum.
Eğer: O garip tebaayı, perişan olan işçiyi, var olma mücadelesini kaybedip, pes eden esnafı korumazsak mutlu olamaz, huzurlu uyku uyuyamayız.
'Biz istediğimiz kadar güçlü olalım; kardeşimiz zayıfsa huzur haram olur' diyorum.
Rahman'a emanet olalım.