Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Dr. Onur YILMAZ
Dr. Onur YILMAZ
YÜZDE YÜZ HAKLIYIM

Aslında ekmek almaya gitmiyordu çocuk, teröristti, aleviydi, pkk'lıydı...

 

                Tribünlerdeki seyirciler istanbul beyefendilerinden daha kibardı ama rakip takımın kalecisi onlara 'durduk yere' küfretti, hareket  çekti, o yüzden seyirciler sahaya yabancı maddeler ve havai fişek attı.

 

                Aslında eylemci polis kurşunuyla ölmedi, arkadaşlarının attığı taş öldürdü onu, zaten polis ona nişan da almamıştı, belki 'polisin eline taş gelmişti', o yüzden kurşun 'yanlışlıkla' eylemciye gitmişti...

 

Son gündem manevralarını artırabiliriz. Gelin ölçeği biraz daha küçültüp günlük  hayattaki manevralara bakalım:

 

                Kavga eden iki küçük kardeşin anne-babaya durum açıklama çabaları:

 

Önce ben vurmadım, kardeşim vurdu, o yüzden ben de onun kitabını yırttım

 

                Ebeveynler ve ergen evlatlarının kavgasını dinlerken:

 

 Odama , bana sormadan giriyor annem ve babam. Ben de o yüzden bağırdım onlara. Onlar haksız, rahat bıraksınlar beni. Zaten dün gece babam da gelip hiçbişey yokken olay çıkardı, bana vurdu.

 

Hayır doktor bey, asıl bizim oğlan 'suçlu'; yemedik yedirdik, giymedik giydirdik; kendimize harcamadık ona yağdırdık, oturup iki satır ders bile çalışmıyor. Biz de telefonuyla bilgisayarını aldık elinden. Dün akşam da babasının üstüne yürüdü, bize küfretti, o yüzden babası da şimdi vurmadı desem yalan olur ama öyle bir-iki tokat yani, fazla değil...

 

                Aile içi sorunları anlatan eşleri dinlerken:

 

Bu kadın rahat durmuyor. Annem evde bundan bişey istemiyor ki. Yaşlı kadın, saygı göstersin biraz 'bu'!!!. Annemle laf dalaşına girdi, ben de kendimi kaybettim, tam da hatırlamıyorum ama bir-iki tane vurdum herhalde. Ama hak ediyor. Siz olsanız annenize ses yükseltilse  vurmaz mısınız?

 

Doktor bey benim ne suçum var. Annesinin yemeğini yaptım, çamaşırını-ütüsünü eksik bırakmadım, sağlık ocağına bile ben götürdüm. Evliliğin başından beri annesi taktı bana. 'Bu' da anneci zaten. Hiçbişey demiyo annesine. Annesi bana 'niye o minderi düzgün yerleştirmedin ' dedi, ben de dayanamadım artık, herkesin bi sabrı var. Yeter dedim, ama hiç saygısızlık da etmedim. Tamam 'bıktım senden kadın, git başka eve' dedim gibi bişeyler ama o da artık kendi evine gitsin, ben ömrüm boyunca onu çekmek zorunda mıyım. Siz olsanız ister misiniz çekmeyi?

 

                İşyerinde patronun odasına çağrılan iki çalışanın tartışmasından:

 

Bilgisayarı bırakmadı bana. Benim de yetiştirmem gereken raporlar var. Bir bilgisayar var, o da geçmiş işini bitirdiği halde Solitaire oynuyordu. Ben gelince kapattı. O yüzden bağırdım, kaç seferdir yapıyor bunu.

 

Asıl bana kafayı takan o.  İşlerini bekletiyor. Tam ben bilgisayara geçince o da gelip 'hadi hadi'diye baskı yapıyor. Dün de gelmişti. Ben aslında Solitaire yi sadece açtım,  ama baktım ki herkesin işi çok, oynamadım yani. Ben kimsenin işine engel olmak istemem zaten. Herkese yardımcı olurum.O bencil, burada ben herkesi yönetirim havasında. Bir de bağırdı bana.

 

Dolmuş şoföründen İstanbulda duymaya alışık olduğumuz sözler:

 

Sıkışmak istemiyorsan ticari taksiye bineceksin hemşerim

 

Hızlı gidecem tabi, her kırmızıda da durursak nasıl ekmek kazanacaz biz. Emniyet şeridinden gidecem tabi başka nerden gidiyim, yol kapalı zaten. Durakta sıraya girecez daha.

 

İçinizden eklemeler yapın, ama lütfen sadece şahit olduğunuz, bizzat içinde olmadığınız olayları ekleyin. Çünkü bizzat içinde olunca biliyoruz ki, hepimizin  içinden bir fanatik taraftar, bir dolmuş şoförü, bir dayakçı koca vb çıkabilir.

 

En üzücü olanı da ne biliyor musunuz? Her tartışmalı durumda otomatik olarak yaptıklarını haklı göstermenin artık 'normal, sıradan' bir şey haline dönüşmesi. Pişmanlıklar da yüzeysel ve inandırıcılıktan uzak.

 

Ne zaman birisi 'benim Alevi/Rum/Ermeni/Kürt/Eşcinsel vb. arkadaşım da var' ile cümleye başlasa, bu azınlıklar için edeceği kötü bir lafa uygun bir kılıf hazırladığını anlarım sonrasında.  Öyle ya, ne yaparsak yapalım, artık besmelemiz 'haklıyım' olmuş çoktan!...

 

Bu yazı toplam 14825 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber