Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  20 Punto18 Punto16 Punto14 Punto
Şimdi senden duydum, Hakim Bey!
26 Mart 2014 / 10:18
Şimdi senden duydum, Hakim Bey!
Çocukken, benden yaşça biraz büyük Sarı Mustafa ağabeyimiz bize bir şeyler anlatırdı.

Biz henüz antattıklarını anlama faslındayken,  kendine has bir şekilde gülerek işin aslını anlatayım mı derdi. İş bazen öyle hal alırdı ki, işin aslının aslını anlatırdı. Her anlatışında gülerdi, biz bazen öfkelenir bazen de onun gülüşüne katılırdık.

 

Şu dönemde duyduğum her şey bana Mustafa abiyi hatırlatıyor. Çıksa, gelse işin aslını bir anlatsa diyorum. Nerde!  Aramızda binlerce kilometre var. Hem yanımızda olsa ne olacak ki, zaten o  da işin aslını bilmiyordur.

 

Sahi, bir yerlere, bir şeylere körü körüne inananlardan değilseniz, ya da tek kanaldan beslenmiyorsanız duyduğunuz her şeyin aslında öyle olmadığını söylüyor birileri. Okuduğunuz her şey  tekzip edilecek diye bekliyorsunuz. İki okuduğunuz şey arasında kendinizce ortayı bulamıyorsunuz. Bu güne kadar öğrendiğiniz şeyleri size öğretenler bambaşka birileri olmuş, siz şaşkınlık içindesiniz.

 

Bu facebook, bu twitter... Hesap sahtedir diyorsunuz. Bu kaseti biz yapmadık diyorlar, tam inanacaksınız, bir de bakıyorsunuz köşe yazısı kaset üzerine yazılmış, acaba bunu da başkası mı yazdı diyorsunuz ister sitemez. Meydanlardaki konuşmalarda mı kaset diye soruyorsunuz. Hadi, bu öfkeyle konuşulmuş, öfkeyle yazılmıştır diyorsunuz devamına bakıyorsunuz, devamını izliyorsunuz aynı üslup devam ediyor.

 

Sebebi ne olabilir diye düşünüyorsunuz, bunu ahlakın hiç bir şubesine koyamıyorsunuz. Oysa, ahlakı bunlardan öğrendik. Kimseye iftira atmamayı, kimsenin gıybetini etmemeyi, ayıbı örtmeyi, öfkeliyken ne yapmamız gerektiğini hep onlardan öğrendik. Bu dediğin iftiradır diyececeğim, biliyorum benden iyi biliyordur. Öfkeliysen git bir abdest al, yazı yazman gerekiyorsa en azından odanı değiştir, hatta yazma bunlar toplumu zedeler diyeceğim, ama biliyorum onlar  benden iyi biliyorlar.

 

Onlar, işin aslını da bizden iyi biliyordur. Biz bilsek neyi değiştirebiliriz ki! Neye gücümüz yeter ki! Kim bizi adam yerine koyup hocam doğru söylüyorsun der. Bir kaset, bir montaj kadar değerimiz yok. Yatıyoruz, kalkıyoruz kaset bekliyoruz. Ne gerek var bunlara, “oku kitabını, sana şahit olarak nefsin yeter ” denildiğin de şimdi “senden duydum hakim bey” diyecek değiliz ya.

 

Bu günlerde hep çocukluğuma gidiyorum, bunu da çocukken annem anlatırdı. Bizim,  köy de adamın biri yalancı şahitlik yapmak üzere mahkemeye gitmiş, hakim konuyla ilgili ne sorsa bizimki  şöyle yanıtlarmış: “Valla, şimdi senden duydum, hakim bey! “

Bu haber toplam 369 defa okunmuştur
Kalan Karekter Sayısı : 500
Güncel  => Diğer Haberler
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber