Yazılı bir açıklama yapan Seyfettin Yılmaz, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin aksi yönde çağrısına rağmen 19 Haziran’da yapılacak parti kurultayına katılacağını bildirdi.

Genel Başkanın takdiri, ülküdaşlarının desteği, milletin teveccühü ile Adana Milletvekilliği yapmanın onurunu taşıdığını ancak, geçmişe dönüp baktığında, siyasi hayatımdaki en gurur duyduğum dönemin, rahmetli Alparslan Türkeş’in dönem olduğunu belirterek, “Oyumuzun yüzde 2’lerde olduğu dönemlerde, bir kemiğin ardından saatlerce yol giden itlerin bile kimsesizliğimize güldüğü zamanlarda; uzun yıllar yanında ve yakınında olduğum Başbuğumdan çok şeyler öğrendim” dedi.

Merhum Türkeş’in "Bu hareketin hedefine ilerleyişi belki bir kağnı gibi yavaş olmaktadır. Bazen kağnının tekeri taşa gelir, çamura saplanır ve duraklar. İşte siz Ocaklıların görevi böyle zamanlarda daha net ortaya çıkar. Sizler böyle zamanlarda, düzgün adımlarla gelip o tekeri saplandığı çukurdan kurtarıp hedefe doğru yürüyüşünü sağladıktan sonra yine düzgün adımlarla kağnının yanındaki yerinizi alacaksınız. Tıpkı 12 Eylül’de kervanımız dağıtılmaya çalışıldığında sahip çıktığınız gibi sahip çıkacaksınız davaya." Sözlerini hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
“Yarım asrı aşan yürüyüşümüzde yaşanan pek çok badireyi, ülkücülerin sağduyusu, fedakarlığı, azmi ile aştığımız düşünüldüğünde bu örneğin anlamı daha net anlaşılacaktır. Bu badirelerden biri hiç kuşkusuz, Başbuğumuzun vefatının ardından herkesin ülkücü hareketin dağılacağını düşündüğü günlerde Genel Başkanımızın öncülüğünde atlatılmıştır. Hepimizin malumu olduğu üzere; 1 Kasım seçimlerinin ardından hareketimizde yaşanan çalkantılı durum da maalesef bütün ülkücüleri derinden endişelendiren sıkıntılı bir başka dönemi başlatmıştır. Aylardır kamuoyunu meşgul eden partimizin iç meselesi, gündemden çıkarılmadan, Türkiye’nin birbirinden ağır sorunlarıyla baş etme imkanı kalmamıştır. Sarsılmayan imanımız, geleceğin Büyük Türkiye’sini inşa edecek, ülkülerimizi gerçekleştirecek partinin Milliyetçi Hareket Partisi olduğu yönündedir. Ancak bu Milliyetçi Hareket Partisi, kendi iç sorunlarını aşmış, ülküdaşlık hukukunu tesis etmiş, bütün fertlerini kucaklamış, yeni bir aşk ve şevkle hedefe yürüyüşe geçmiş bir Milliyetçi Hareket Partisidir. Dolayısıyla artık anlaşılmıştır ki; ülkücü iradenin, delegemizin, milletimizin bizden talebi olan bu parti içi meseleyi nihayete erdirmemiz gereken yer, ne sosyal medya, ne televizyon ekranları, ne de gazete köşeleridir. Delegelerimizin talebi Yargıtay kararı ile hukuken tescillenmiş ve kurultay kaçınılmaz bir hal almıştır. Delegenin talebini ve Yargı kararını yok saymak hareketimiz için onulmaz yaralar açacak hale dönüşmüştür. Hal böyleyken bize düşen; Başbuğumuzun emrettiği gibi hedefe doğru yürüyen kağnımızın tekerini saplandığı çukurdan, takıldığı taştan çıkarıp emin adımlarla yürüyüşünü sağlamaktır.

İşte bu duygu ve düşüncelerle artık hukukiliği ve meşruluğu tartışmasız hale gelen 19 Haziran tarihli kurultayımıza katılma kararı almış bulunmaktayım.

Ömrüm boyunca hizmet etmekten gurur duyduğum Türk Milliyetçiliği hareketinde pek çok görev yürüttüm. Şimdi hiçbir beklenti ve hesap içinde olmadan, sadece davamın selameti için, kendi vicdanım ve istişare ettiğim ülküdaşlarım, Adanalı hemşerilerimin düşünceleriyle verdiğim bu kararın, Partimize ve Türk milletine hayırlar getirmesini diliyorum”.