Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Yunus Tuna GÜMÜŞSOY
Yunus Tuna GÜMÜŞSOY
Fonda Caz Çalıyor Meselesi: Serbest Çöküş

Fonda bir süredir herhnagi bir şarkı çalmıyor. Elim de play tuşuna gitmiyor açıkçası. Gündem çok kalabalık, gündem 7 küsür bir sarsıntı altında, gündem enkaza gömüldü. Betonlar altından da sadece kemik sesleri, iniltiler geliyor. Yıpratıcı sesler bunlar. İnsan beyninin en karanlık noktalarında inliyor. Sonra bir bakıyorsun cenin poziyonunda annenizin karnına koşmayı diliyorsunuz. Tek güvenli yer gibi geliyor. Sonra bir takım sesler yine çevreliyor insanı, iş makinaları, kırılan, parçalanan duvar gürültüleri ve kopan uzuvlar. Hepsinin bir sesi var. Frekansları bilindik notalara tekabül etmiyor. Türk müziğindeki komalara denk geliyor diyelim, zaten enkazlar da komalık hallere sokuyor herkesi. Komaya girmek belki de bir şans mı? Ölmek ve ölememek arasında gidip geliyor aklım. Oysa müteahhit üst katta oturuyor ama bir bakıyorsun benim yatak odama inmiş. Kum ve irin arası çamursu bir kıvamda lakin rengini görmek ne mümkün. Aklım ölüme doğru koşuyor bazen. Bu sahneyi hayal ediyorum. Hayır! Aslında hayal etmiyorum. Beynimi oradan bir türlü alamıyorum. Nerede bir boşluk bulsa zihnim hemen enkaz altına koşup nefessiz kalıyor bir süre. Lakin ben arabamda yatıyorum bir süredir. Şehir içinde en tenha yerleri arıyorum, nerede bina yok oraya sürüyorum. Medeniyetten kaçıyorum. Sahi medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar mıydı? Şair doğru mu demiş? 4. kıtanın son mısrası. Hatırlayın! Buradaki canavar Dede Korkut'taki tek gözlü dev olan 'tepe göze'ü simgeliyor. Yani düşman, tehdit. Bizim tek gözlü devimiz de artık evlerimiz... bir süredir içine giremiyorum. Ama hala enkaz altında yıkık da olsa çıkmak isteyenler var. Kaçmak isteyip de kaçamamak ve çaresizlik... zihnim hala enkaz altında ben arabada yatarken.

 

Aklımı alamıyorum kolonların arasından. Çok karanlık. Bilmiyorum ama seziyorum.  Ne kadar geçti anlayamıyorum. Gözlerimle aramda bir mesafe var sanki ve ben de o boşluktayım. Şu an gece, gündüz ve süreler bir şey anlatmıyor. Hatta ve hatta bir şeylerin geçip geçmediğinden de emin değilim.  Kolumu kaldırabilsem aslında saati ve tarihi öğrenebileceğim.  Saatim son model kalp ritmini sayan ve bataryası günlerce dayanabilen akıllı bir saat.  Bizim apartmanın sahibinin kolunda görmüştüm. Evet o da bizim binada oturuyor. Ondan heves edip almıştım. Nitekim ben ondan bir hizmet satın alıyorsam ona denk olmam gerekmez mi? En azından bir saat kadarcık denklik diyelim. Ama kolum çok uyuşuk, sol tarafıma biraz fazla yüklemdim sanırım.  Gözlerimi açıp açmadığımdan hiç emin değilim. Sizin de başınıza gelmiştir çok. karanlık bir odada uyandığınızda gözlerinizi açıp açmadığınızdan emin olamazsınız ilk saniyeler, big bang gibi düşünün bunu: evrenin kendisi patladı mı patlamadı mı farkına varamıyor bir an. Hani James Web teleskobu evrenin  gözünü açış anının bir süre sonrasını kadar gördü ama sen göremiyorsu! seni de NASA yapmadı değil mi balım? Arabesk bir şarkıda geçen 'bebeğim' ve 'balım' kelimeleri gibi değil buradaki 'balım'. Garsona güzelim demek kıvamında bir laf. Gerçi dudaklarımı oynatıp oynatmadığımın dahi ayrımını yapamıyorum. Aklım hala o anda ama bu an ne kadar uzun sürüyormuş. Ne kadar tuhaf! Beynimle hareket emrini verdiğim göz kapaklarımın açık olup olmadığı algılayamıyorum şu an. Yoksa beynim dış uzaydan gelen bir parazit mi? Belki de beni öldürmek istiyor.  Hadi canım bunlar ancak filmlerde olur.  Kumandaya uzanabilirsem belki 'The man from earth' izlerim ya da 'yahşi batı'.  Tam da uyumadan önce beni uyutsun diye Yahşi Batı'yı açmıştım. Uyku veren sıkıcı bir film olduğu için değil, uyurken beni ayık tuttuğunu için. Yarı uyur, yarı uyanık halde gerçekliğini algılayamadığım süreçte 'yahşi batı'daki Demet Tuncer'in güzel memelerine o at arabası içerisinde yüzümü bastırıyorum.  Ne bileyim. Benim bu kadar karanlık fantezi dünyam var mıydı? Ne pis bir adammışım ama neden şimdi bunun farkına vardım bilmiyorum.  Demet hanım da dünya ahiret bacımdır elbette.  İşte kumandaya ulaşsam İştar Gökseven'in 'lan arabayı durdurun demedik mi avradını siktiklerim' dediği sahneyi açardım. Çok zeki lan bu Cem. Fikriyle para kazanan adamları seviyorum. Ne güzel, mesai derdin yok. İş yerin de beyninin için. Kafa çalışsın sen de yan gel yat. Lan yok artık! Göz kapaklarımı açamamamın sebebi sanırım beynimin benden intikamı. Biliyordum beynimin bir virüs olduğunu!  Bari kolumu hareket etmeme izin ver. Zamana bakayım. Biliyorsun, zaman konusunda takıntılıyım. Ah! Pardon takıntılısın. Belki de sen takıntılısın. Beyin vücudun kaptanı değil mi? Yine suç senin. Ah güzel ve beni 'Nabzımı da sayıyor lan, fotoğraf bile çekiyor, müzik bile dinleyebiliyorsun' dedirtip kendini aldırtan akıllı saatim söyle bana benden daha düşük nabzı olan kaldı mı dünyada? Belki de kalmıştır. Nitekim bu bir caz meselesi değil bu olsa olsa çöküşün ayak sesleri.

 

Bu yazı toplam 956 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Duran / 16 Mart 2023 Perşembe 12:24
Yaşadığımız içsel kargaşa daha iyi anlatılamazdı
100 %
Beğendim
Beğenmedim
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber