Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Dr. Onur YILMAZ
Dr. Onur YILMAZ
CERATTEPE

Sarıkamış’ta görev yaptığım dönemde tanıma şansı bulmuştum Artvin’i ve insanını. Coğrafi, sosyal, kültürel vb bakımdan arada kalmış bölgeler ve insanların yaşantısı bir ebruyu andırmaz da huzursuz bir kalabalığı andırır daha çok. İşte bu toprakların iç sızlatan bu gerçekliğinin tam karşısna dikilmiş bir sembol gibidir Artvin.

 

Kars -Artvin yolu arabayla gitmeyi en çok sevdiğim yollardandır. Özellikle Şavşat’tan sonra öyle manzaralarla karşılaştım ki, fantastik bir filmin fonu için boşa para ve zaman harcamasalar, buraya gelseler keşke dediğim çok oldu. İşte git git bitmesini istemediğim bu yolun bir sapağından içerilere, daha yeşile, daha toprak kokana doğrugidince karşıma Kafkasör Yaylası çıkıyordu. Birkaç kez ziyaret ettiğim, hatta bir kez de ahşaptan yayla evindegece kaldığım oldu. Zifiri karanlıkta sadece rüzgar ve onun kımıldattığı yaprakların sesini duymanın beni aklım ve zihnimin her gün ustalıkla ürettiği kaygı ve korkulardan nasıl da uzağa götürüp ruhun sakinliğine nasıl da göz ucuyla da olsa baktırdığını, bu ruh koklamasının bile bana nasıl da iyi geldiğini anlatamam…

 

Kafkasör Yaylası’nın Cerattepe bölgesinde şu son zamanların Yeni Türkiye’sinde adları ve ‘az emekle az zamanda çok para kazanma ve artırma sanatı’ndaki ustalıkları tescilli holding yığınından biri tarafından yapılması planlanan madencilik faaliyeti mevcut. Ama bu kez bir sürpriz var: yöre sakinlerinin mücadelesi aralıksız sürüyor!!... Kendisi de bir gün gücü (yani, ortadoğu coğrafyasındaki karşılığı ile ‘korkutuculuğu’) ele geçirme hayaliyle meşgul olduğu için ya sessiz kalan, ya da bu fırsatçı parazitlere yamanmaya çalışan pragmatizm ehli insanlar değil de bu onurlu direnişi gösteren güzel gönüllü insanlar!!!...13 Temmuz pazartesi sabahı erken saatlerde yaylaya çıkan bu gerçekten güçlü, onurlu, cesur insanlar (korkutucul değiller, aman karışmasın!!) araçlarını yola park etmiş, Orman Bölge Müdürlüğü ve maden şirketinin araçlarının geçişine izin vermemiş.

 

Sabah saatlerinde iş makinelerinin bölgeye gönderileceği ve yer tahsisi yapılacağı haberini alan, aralarında Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan'ın da bulunduğu çevreciler Kafkasör Yaylası Cerattepe bölgesine çıkmış.  Araçları maden sahası yapılmak istenen bölgenin girişine park eden grup, maden şirketi çalışanlarına yer teslimi yapmak isteyen Orman Bölge Müdürlüğü'nün araçlarının ve çalışanlarının geçişini engellemiş.Bazıları da motorsikletlerle orman yollarında gezinerek madencilerin başka yollardan geçiş yapmasını önlemeye çalışmışlar..

 

21 Haziran'dan bu yana Cerattepe'de nöbet tuttukların söyleyen Karahan, "Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin ve madencilerin bölgeye çıkarak yer teslimi yapmak istediklerini öğrendik. Sabahtan beri herkes işini gücünü bıraktı, bölgeye çıktı. Artvin halkı savunma ve korunma hakkını kullanıyor’’ demiş, ayrıca ‘’Türkiye'de ki en yüksek katılımlı dava olacak. İşini gücünü bırakıp buraya gelen herkese, siyasi parti temsilcilerine, belediye çalışanlarına, sivil toplum örgütlerine teşekkür ediyoruz " diye eklemiş.

 

Bu arada, yöre sakinlerinin Kafkasör'e gittiği haberini aldıktan sonra harekete geçen jandarma ekipleri de Cerattepe'de çevreci yoğunluğunun artmasını önlemek için yolu 2 ayrı noktada ulaşıma kapatmış. Maden şirketine tepki için yola çıkan ancak jandarmanın yol kesmesi nedeniyle yolda kalan Artvinliler ile jandarma ekipleri arasında kısa süreli gerginlik yaşanmış. Bu güzel gönüllü yöre sakinleri de, silahlı engel karşısında yılmamışlar, araçlarını yola park edip orman içinde patikalardan yürüyerek Cerattepe'ye ulaşmışlar. Bu arada, Cerattepe'de mücadele veren direnişçilere destek olmak isteyen Artvinliler de il merkezinde valilik önünde toplandıktan sonra protesto amaçlı yürüyüş düzenlemiş.

 

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, bir süre sonra jandarma ekipleri ile Orman Bölge Müdürlüğü ve maden şirketi çalışanlarının bölgeyi terk ettiğini , yine de bölgede 24 saat nöbete devam edeceklerini , her an direnişe hazır olarak bekleyeceklerini de söylemiş.

 

Din ve diğer kutsal değerleri hep ‘ağzının malzemesi’ yapanların bunları en çok hoyratça ezip geçenler olması, vitrine değil de içeriğe odaklanmış tüm güzel insanların da bu kavramlardan çok az bahsedip bunlar için çok emek verenler olması artık kimseye şaşırtıcı gelmiyor sanırım. İşte bu güzel insanların , hoyrat varoluşu benimsemiş ve daha çok bağıran, belki de kendini ancak kendi kadar korkutucu olmayanlara bağırarak tehdit ederek var etmeye alışmış insan müsveddelerinin karşısında kırılgan bir varoluşa doğru sürüklenmesi muhtemeldir. İşte bunun içindir ki, bu mücadelelere, kendinden başka birini, bir başka canlıyı, doğayı gerçekten sevebilen insanların da , ellerinden nasıl geliyorsa destek vermesi gerekir.

 

Öğrenmenin ve vizyon geliştirmenin yaşı yoktur malum. Çok yakın bir zamanda değerli bir klinik psikolog ve akademisyen olan Hanna NitaScherler’den şunu öğrendim: doğada çaresizlik aslında yoktur, çaresizlik insanın sonradan ürettiği bir duygudur!...

 

Evet, gerçekten de her zaman her şartta bize kalmış ve kullanabileceğimiz, çok küçük de olsa bir alan vardır. Belki sonucu değiştiremeyebilir çabamız ama çabalamanın kendisi zaten içinde en büyük anlamı barındıran en kutsal eylemidir insanın…

 

Dr.Onur Yılmaz

Psikiyatrist, Psikoterapist

[email protected]

 

Bu yazı toplam 8545 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber