Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Dr.Erdal Özkan
Dr.Erdal Özkan
BEKLİYORUZ

Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin. "Ya Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?" denince, (Görev ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin) buyurdu. (Buhari)


Almanya’da 50 yıldır, İtalya’da 30 yıldır, Fransa’da 35 yıldır ölümlü maden kazası olmuyormuş.  Bunun gerekli iş güvenliği tedbirlerinin harfiyen uygulanması ile alakalı özen ve dikkat olduğunu artık hepimiz kolayca tahmin edebiliyoruz. İşin ehline verildiği kurumlar  bu yerler.  Denetimler gerçekci. Bizim mevzuatımız da sıkıntı yok. Gerekli tüm yasal düzenlemeler bizde de var ama uygulayıcılarımız maalesef ehil değil.


Şimdi kocaman bir yürek yangını ile başbaşayız hepimiz. Televizyon önlerinde ağlıyoruz ama okumuyoruz, çalışmıyoruz, kurumlarımızda üzerimize düşeni yapmıyoruz.


Yazımın konusu bu değil aslında ama nasıl kayıtsız kalınabilir ki yaşadığımız bugünlere. Toplumsal bir cinnet halinde bizi bekleyen tehlikelere gözlerimizi kapatmış bekliyoruz
Beklediğimiz daha neler var.


...Günler öncesinden ayarlanmış bir proğram için gittiğimiz ilçede öğrenciler salonda bizi bekliyorlar. Cebimiz de ki küçük bellekleri çıkartıyoruz sunumumuzu yapmak için : Bilgisayar yok, ses sistemi hazır değil, projeksiyon cihazı orada bile değil, perde yok.


Oluruna bakıyoruz işlerin : Gelen bilgisayar arızalı. Ayaklı perde bir türlü yerinde durmuyor habire düşüyor.


Bekliyoruz.


2. bir dizüstü bilgisayar getiriliyor, dakikalar geçiyor, öğrenciler bekliyor.


Biz de bekliyoruz: Yeni bir perde daha geliyor.


Nihayet başlıyoruz.


Derdimiz sağlıklı gençlik sağlıklı nesil. Her türlü zararlı alışkanlığa hayır diyebilme yeteneğinin gelişimine katkı sunabilmek için oradayız bir de liseye devam etmeyen genç kızlar için.
Kurum amirleri oradalar.


Lise 1. ve 2. sınıfta; halk tabriyle "kız kaçırarak evlenmek" çok yaygın bu ilçede. Neler yapabiliriz de bunun önüne geçebilirizi konuşmak istiyoruz. Bir iki cümle kuruluyor devamı gelmiyor. Kimse bu iş için taşın altına elini koymak istemiyor, bir iki "hıı hıı" devamı yok.


 Haklılar tabi. Emeklilikleri çoktan gelip geçmiş kıdemli abilerim, üniversite de okuyan çocuklarının rızkı için, evlenen kızlarının çeyizi için mesai tamamlama derdindeler. Zaten onlar zamanında bu memleketin yükünü yeterince çekmişler. Artık hiç bir şey üretmeye de çalışmaya da mecalleri yok.
"O halde neden bu müdürlük koltuğunu işgal ediyorsunuz? Bunu sizden daha çok hakeden ve bu işi sizden daha iyi yapacak çok fazla yetişmiş insanımız var" diyemiyoruz. Öyle ya kurumsal nezaketi korumamız gerekiyor.


Peki ne olacak bizden bir umut bekleyen bunca genç. İki dağın arasında sıkışıp kalmış bu gençler nasıl aşaşacaklar  bu dağları. Kim tutacak ellerinden onlar tırmanmaya çalışırken.    
Kocaman bir umutsuzluk içimi kaplıyor. Program bitip dönüş yoluna geçtiğim de bunları düşünüyorum. Biliyorum işini iyi yapan, emanete hakkıyla sahip çıkan bir yönetici o gençleri o iki dağın arasından çıkarıp üniversitelere gönderebilir, gönderemediklerine sağlıklı ve başarılı anne ve baba olmanın gereklerini öğretebilir. Sonra o gençlerden biri bu iki dağın arasına döner, bir kişi değişir, bir aile değişir, bir şehir değişir, bir hayat yeniden inşa olur.Siz kıçınızın altına sürdüğünüz o zamklarla koltuğa yapışıp oturmuşken bunların olması imkansız ama sayın kıdemli abim.


İyi ama hala neyi bekliyoruz!
 

Bu yazı toplam 23517 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber